{ "title": "Tüberküloz Verem", "image": "https://www.tuberkuloz.gen.tr/images/tuberkuloz-verem.jpg", "date": "21.01.2024 12:29:49", "author": "Meftune Akpolat", "article": [ { "article": "
Tüberküloz verem, mycobacterium tuberculosis adlı bir bakterinin yol açmış olduğu ciddi bir akciğer hastalığıdır. Akciğere bağlı olarak gelişen hastalık, çok nadir durumlarda farklı organları da etkileyebilir. Hastalık genel olarak akciğer veremi olarak tanımlanır. Bakteri vücuda girdikten hemen sonra hastalık gelişmeyebilir. Vücut direncinde yaşanan düşüş bakterinin harekete geçmesine neden olarak bakteri tüberküloz vereme sebep olabilir. Verem günümüzde hala ekonomik anlamda yetersiz olan insanların arasında yaygın bir şekilde görülen ve ölüme yol açabilen bir hastalıktır. Vereme yol açan bakteri dünya genelinde 1.7 milyar kişide bulunmakta ve her yıl 3 milyondan fazla kişi bu hastalık yüzünden hayatını kaybetmektedir.

Tüberküloz verem nasıl bulaşır?

Tüberküloz genelde solunum yolu ile bulaşan bir hastalıktır. Dolayısıyla da mikrop genelde akciğere yerleşim gösterir. Vücut direnci düştüğünde ya da savunma yetersiz kaldığında hastalığa yol açan bakteri akciğere yerleşir ve akciğerde yara oluşumuna yol açar. Bakteri burada çoğalmaya devam eder. Öksürürken ya da hapşırırken bakteri dış ortama çıkar ve kapalı ortamlarda bulunan başka kişilerin nefes alıp vermesiyle bakteri başkasının akciğerine geçer. Bu sayede mikrop kişiden kişiye bulaşarak yayılır. Bazı vakalarda verem hemen açığa çıkar. Bazen ise vücut direnci kuvvetli kişilerde bakteri bağışıklık sistemi tarafından tutulur. Bağışıklık sistemi zayıfladığında sistem tarafından tutulan bakteri nedeniyle verem açığa çıkar. Hastalık ilerlediğinde bakteriye maruz kalan kişinin balgamında verem mikrobuna rastlanır. Bu durumda kişiye temas edildiğinde verem diğer kişiye hemen bulaşır. Verem mikrobu ayrıca pastörize edilmemiş sütlerle de bulaşabilir. Bu durum gelişmiş ülkelerde pek görülmez.

Tüberküloz verem belirtileri nelerdir?

Verem hastalığında yaşanan belirtiler hastalık ile sınırlı değildir. Hastalık nedeniyle yaşanan en yaygın belirti öksürüktür. Öksürük ile hastada balgam görülür. Balgamda kan görülüyorsa hastalık kronik bir hal almış demektir. Ancak hastalığın erken dönemlerinde de kanlı balgama rastlamak mümkündür. İştahsızlık, halsizlik, gece terlemesi, kilo kaybı hastalık nedeniyle yaşanabilecek erken belirtiler arasındadır. Başlangıçta yaşanan şikâyetler kişide verem şüphesi uyandırmaz. Hastalık ilerledikçe akciğer hasarlanarak hasta nefes alıp vermekte güçlük yaşar. Bu duruma yüksek ateş eşlik edebilir.

Tüberküloz verem hastalığında kimler risk altındadır?

Tüberküloz verem hastalığı için en riskli grup AIDS hastalarıdır. AIDS hastalarında vereme yakalanma riski daha yüksektir. Sağlık ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayan, ekonomik anlamda güçlük yaşayan kişilerinde hastalığa yakalanma riski vardır. Beslenme hastalığın önlenmesi ya da tedavisi için oldukça önemlidir. Düzenli ve dengeli beslenen kişilerde verem görülme olasılığı zayıftır. Kan grubu AB olan kişilerin kan grubu 0 olan kişilere nazaran vereme yakalanma olasılığı daha yüksektir. Alkol kullanımında ise tüberküloz 10 kat daha fazla görülür. Stres, diyabet hastalığı, kanser hastalığı tetikleyen etkenler arasındadır.

Tüberküloz verem nasıl teşhis edilir?

Yaşanan belirtiler 15 günden fazladır devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır. Doktor hastayı muayene ederek gerekli tetkiklerin yapılmasını ister. En önemli tetkik balgam incelenmesidir. Balgam detaylı bir şekilde incelenerek verem mikrobunun olup olmadığı tespit edilir. Bu işlem genelde sabah aç karnına yapılır. Sabah alınan balgam eğer yeterli değilse balgam hasta tarafından 1 gün boyunca biriktirilir. Yaşanan belirtilere rağmen balgamda mikroba rastlanmamışsa akciğer grafisi istenir. Devamında kan testleri yapılarak tüberküloz verem teşhisi konulabilir. Sabah hastadan alınan mide suyu incelemesi de tanı için kullanılabilir.

Tüberküloz verem tedavisi nasıl yapılır?

Tüberküloz verem tedavisinde günümüzde birçok ilaç kullanılmaktadır. Hastalığa yol açan mikrobu yok etmek ve tekrar oluşmasını engellemek için başlangıç aşamasında dört ilaç kullanılır. İlaç kullanımında 2-3 ay sonra balgam tahlili yapılarak mikrop kontrol edilir ve ilaç sayısı azaltılır. Hastalığa yol açan mikrop oldukça yavaş çoğalan bir mikrop türüdür. Bu nedenle ilaçların uzun dönem düzenli kullanılması gerekir. Tedavinin süresi genelde 6 ay kadardır. Tedavi devam ettiği sürece belli aralıklarla akciğer filmi ve balgam kontrolü yapılır. Hasta şayet reçete edilen ilaçları düzgün kullanmazsa mikrop kullanılan ilaçlara karşı direnç gösterir. Bu durumda tedavi daha güçleşir. Böyle bir sorun olduğunda tedavi süresi 2 yılı bulabilir. İlaç tedavisi ile hastanın özel beslenme programı ile beslenmesi gerekir. Ayrıca stresten uzak durması ve uygun iklim şartları tedavi sürecinde önemlidir.
" } ] }